27 Ağustos 2008 Çarşamba

patiskanız ne renk?

Patiskanız ne renk?

Ülkeye gelen yabancı futbolcuların kalitesi,ülke futbolunun toplam mali değerinin yükselişiyel doğru orantılıdır. Hayır! Ligimizin total futbol kalitesinin her kahvede,her programda, her renge göre değişen yorumlarıni en sona bırakalım.renk demişken, bu değerler toplamındaki reputation ve seyir zevki diyebileceğimiz hayırlı amaçlar uğruna .Buradan göreceğiniz karenin içinde yer alan oyuncunun algısı forma rengini tenlere taşıdığında bu yüksek futbol zevki nasıl bir ton alıyor acaba.Bu futbolun savaş olmadığını iddia eden düşünce balonlarını, bütün ahlaki dozu yüksek devlet daniskası (özel üretim daniska şekerleri için yatırımcı arıyorum,ürün değişebilir ama marka tamamdır) konuşmalarından, spor programlarının ermansal kabız-mal,höt deyici kulak çekici,mahalle hümanisti konuşmalarından biliyoruz. Kafamızın içinde bunların iyi birer örnek olmadığını,bol renkli medya tarafından boyanmış bilincimize böyle örnekleri onaylatmanın, genlerimizle yeni nesillere taşınabileceğini bile düşünüyoruz.yani bazılarımız.Aslında Baros’un meselesi,temel derdi koku ama bununla nasıl başa çıkacağını bilmiyor.Hassas bir burnu var, yeteneği başına dert diyelim.Buradaki arkadaşı da açıklamalarındaki (Howard’ın olayla ilgisi yok. Sadece Yobo ile küfürleştik. Siyahi bir oyuncu ile tartışmam ırkçı davrandığım şeklinde algılanmış olabilir. Sonra kendisinden özür diledim. Şikayetçi olmayacağını söyledi. Başkanımız da Everton’lılarla konuşmuş, şikayetçi değiller. Ceza alırsam, buradaki kariyerimi gözden geçirir, İngiltere’den ayrılırım) ayrılmaya dair sözüne sadıklığına (diğerler sözlerine onay manasında-kolumu kaldırırım) ve kulağınızı menajerinin ‘Emre ile konuştum. Kimseye ırkçı söylemde bulunmamış. Takımdaki en iyi arkadaşı, siyahi bir oyuncu olan Martins. Zaten Emre’nin İngilizcesi de kötü. Irkçı küfürlerin nasıl söyleneceğini bile bilmez. Emre’nin ne İtalya’da ne de İngiltere’de daha önce başına böyle bir olay gelmemişti’ şeklindeki Emre’nin ada kültürüne ne derece uyum sağladığıyla ilgili özlü sözlerine verin.Yapmayın yahu!maçın atmosferi denen o uzay boşluğuna atılan hangi insan evladı,son ilah zizu da dahil olmak üzere ne yaptığını bilmeyen anlara sahip, diyelim.Ama bir insana küfür etme,yada sinirlenme anında ilk aklımıza gelenin bu söylem olmasının bilincinizdeki nedenlerini merak etme hakkımızı da saklı tutalım.

Ya da Rafael Benitez in vurguladığı endüstriyel engine’nın dişlisinin insani muamele görme beklentisizliği mi? ‘araban yarış kazanmış olsa da bununla yetinemezsin.çalışmalı ve daha iyi olmalısınız.Biz iyi bir arabayız ve hep daha büyük motor istiyoruz.’ Ama sanırım en doğrusu Les Ferdinand'ın.

"I was surprised, but I always say nothing surprises me in football." sözleri..

Biraz da karşı renge duyulan öfkeyi, tenin rengine dönüştüren nedir?Sahaya bakan gözlerin açısı mı belirler, gerçek futbolsever ve taraftarı fanatikten ayıran çizgiyi kesen doğruyu. Bilemiyorum.

Hiç yorum yok: